Bu Blogda Ara

25.1.07

Ebubekir Sıddîk -ra-

"Silah korkakta, yönetim akılsızda olursa işler bozulur. "
Hz. Ebubekir Sıddik -ra-

Muhyiddin-i Arabi

"Maddi hayata tapanlar, deniz suyu içenlere benzerler, içtikçe, susuzlukları artar."
Muhyiddin-i Arabi

N. F. Kısakürek

"Tomurcuk derdinde olmayan ağaç odundur."
N. F. Kısakürek

İmam Gazali

-"Cevizin kabuğunu kırıp özüne inmeyen, cevizin hepsini kabuk zanneder..."
-"Gözler yaşarmadıkça, gönülde gökkuşağı oluşmaz. "
İmam Gazali -ks-

22.1.07

muharrem ayı, aşura günü

Bugüne "Âşura" denmesinin sebebi, Muharrem ayının onuncu gününe denk geldiği içindir. Hadis kitaplarında geçtiğine göre ise, bu güne bu ismin verilmesinin hikmeti, o günde Cenâb-ı Hak on peygamberine on değişik ikram ve ihsan ettiği içindir. Bu ikramlar şöyle belirtilmektedir:
1. Allah, Hz. Musa'ya (a.s.) Âşura Gününde bir mucize ihsan etmiş, deniziyararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür.
2. Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cûdi Dağının üzerine Âşura Gününde demirlemiştir.
3. Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından Âşura Günü kurtulmuştur.
4. Hz. Âdem'in (a.s.) tevbesi Âşura Günü kabul edilmiştir.
5. Hz. Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Âşura Günü çıkarılmıştır.
6. Hz. İsa (a-s.) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semâya yükseltilmiştir.
7. Hz. Davud'un (a.s.) tevbesi o gün kabul edilmiştir.
8. Hz. İbrahim'in (a.s.) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur.
9. Hz. Yakub'un (a.s.), oğlu Hz.Yusuf'un hasretinden dolayı kapanan gözleri ogün görmeye başlamıştır.
10. Hz. Eyyûb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur.
(Sahih-i Müslim Şerhi, 6:140.)


61. hicret yılının Muharrem'ine ait 10. gününde Hazret-i İmam Hüseyin (r.a.) 55 yaşında iken Sinan bin Enes isimli bir hain tarafından Kerbelâ'da hunharca şehit edilmiştir.

ilgili bir yazı çok güzel dilinize sağlık sayın Sadık Yalsızuçanlar
http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/haber.do?haberno=473016

21.1.07

Dünyanın en zekî insanı: Türkiye'de okumak istesem ÖSS'yi kazanamam


Nadia Camukova, Einstein'ın zekâ testinden 200 puan üzerinden 199.37 aldı. 7 dil bilen Camukova, 25 yaşında dünyanın en genç profesörü oldu.
Prof. Dr. Nadia Camukova, Türkiye'deki sınav sistemini eleştirdi. Dünyanın en zeki insanı,"Bir insanın hayatını 3 saate sığdırmak çok yanlış." dedi.

Moskova Beyin Araştırmaları Enstitüsü tarafından dünyanın en zeki insanı ilan edilen Prof. Dr. Nadia Camukova, "Bugün Türkiye'de üniversiteye girmeye kalksam belki ÖSS'yi kazanamam!" itirafında bulunuyor. Türkiye'deki sınav sisteminin öğrencilerin kapasitelerini körelttiğini söyleyen Camukova, sınav sistemi ile ilgili ise şu yorumu yapıyor: "Bir insanın hayatını 3 saate sığdırmak kadar yanlış bir şey yok. İnsan hayatını Milli Piyango'dan çekmiyor ki!"
Dünyanın en zeki insanı Camukova, Türkiye'deki üstün potansiyelli insan özelliğinin dünyanın hiçbir yerinde olmadığını iddia ediyor. Türkiye'nin dahilerinin yabancı ülkeler tarafından bilinçli olarak yok edildiğini vurgulayan Camukova, "Bazı üstün zekâlı öğrencilerle normal zekâlı çocuklar aynı ortamda kaynaştırılmaya çalışılıyor. Bu tür yollarla üstün potansiyelli çocuklar yok ediliyor, normalleştiriliyor." diyor. Genç profesör, Türkiye'de televizyon kültürünün insanları tembelliğe sürüklediğine de dikkat çekiyor.

Dünyada genel kabul gören istatistiki verilere göre bir toplumda 1 milyonda 1 dâhi çıktığını söyleyen Nadia Camukova, Türkiye'de üstün potansiyelli dâhi seviyesinde en az 70 insanın olması gerektiğini belirtiyor. Türkiye'de bulunan 70 dâhiden en az 60'ının normalleştirilerek çürütüldüğünü öne süren genç profesör, yeni doğmuş çocuklarla 7-8 yaşına kadar gelmiş olanları kurtarmanın mümkün olduğunu anlatıyor. Camukova, Rusya'daki sistemi ise şöyle özetliyor: "Bu iş devlet politikası olmalı. Bunun içine o çocuğun doğduğu günden itibaren sağlık kontrolü ile birlikte beyin kontrolü gelişmesini inceleme işi devreye girer. 1 yaşına kadar her 15 günde bir, eve gelerek çocuğu kontrol eden doktorları olan ülkeler var. Bunlardan biri Rusya. 1 yaşını doldurana kadar doktor çocuktan sorumludur. Her 15 günde bir, eve giderek evin sıcaklık derecesinden içindeki moral düzeyine kadar bütün verileri, özel defterine geçer. Ve o çocuğun ölmesinden de doktor sorumludur."
Nadia Camukova şu an 30 yaşında. 25 yaşında iken dünyanın en genç profesörü olmuş. 3 yıl önce yapılan Picasso testinde 360 üzerinden 357, Einstein standartları ölçümünde ise 200 üzerinden 199,37 puan alarak dünyanın en zeki insanı unvanını almış. Camukova, Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, Rusça, Arapça ve Farsça olmak üzere 7 yabancı dil biliyor. Bugüne kadar 3 bin civarında kitap okuyan Camukova, "Her gün bir kitap okumaya çalışıyorum. Karl Marks'ın Das Kapital'ini 4 yaşında okudum. Kur'ân'ı da aynı yaşta okuyup ezberledim. Okuduğum bir kitabı ikinci kez okumam ama zevk alarak tekrar tekrar okuduğum tek kitap Kur'ân'dır. Her 20 günde bir okurum." diyor. 'Dindar mısınız?' sorusuna, 'İnanacak kadar zekiyim.' diye cevap veren Camukova, "Yaratılışa inanıyorum. İnanmıyorum diyen insanlar kısa vadeli inançlarla yaşarlar aslında." diye konuşuyor.

20.1.07

MUTLULUK NEREDEDİR ?

Bir gün melekler mutluluğu saklamaya karar vermişler
- Saklayalım, zor bulsunlar Zor buldukları için belki kıymetini bilirler, diyerek başlamışlar tartışmaya.
Sorun büyükmüş Mutluluğu saklamak kolay değilmiş çünkü
Kimisi:
- Everest'in tepesine saklayalım, demiş.
Kimisi:
- Atlas Okyanusu'nun dibine, demiş.
Taç Mahal'in kubbesi, Mekke sokakları, İtalyan sofrası. Bir hastanenin yeni doğan odası, dondurma külahı, şarap şişesi… Sigara paketi, lale bahçesi ...
Pek çok yer düşünmüşler; ama hiçbiri yeterince zor gelmemiş
Derken meleklerden biri:
- İçlerine saklayalım, demiş Kimsenin aklına gelmez içine bakmak !
İşte, o gün bugündür mutluluk insanın kendi içinde saklıymış.
Hiçbir mutluluk kolay gelmiyor. Kolay kolay gülmüyor insanın yüzü. Verilen emekte ve insanın içinde saklıdır mutluluk. Ne başkasının ekmeğinde, ne başkasının evinde, ne de başka bir şeyde. Bu yüzden gözünüz hep içeride olsun. Siz dışını boş verin, içine bakın.
MUTLU KALMANIZ DİLEĞİYLE…

19.1.07

HİRUDOTERAPİ( Sülükle Tedavi )

HİRUDOTERAPİ( Sülükle Tedavi )

Sülükle tedavi anlamına gelen Hirudoterapi, antik çağlardan beri hekimler tarafından tedavi aracı olarak kullanılmıştır. Sülük tedavisi ile ilgili ilk kaynaklar MÖ. 15. yüzyılda yaşamış Babil'li hekimlere kadar gitmektedir. Yine MÖ. 3. yüzyılda Mısır hekimlerinin vazgeçilmez tedavi yöntemleri arasında yer aldığı bilinmektedir. Ayrıca MÖ. 2. yüzyılda Ege kıyılarında yaşamış olan hekim Nikandros, MS. 1. yüzyılda Yunan hekim Pliniy ve MS. 2. yüzyılda yaşamış olan Galen sülük tedavisi uygulamışlardır. İbn-i Sina'nın kitaplarında da sülük tedavisi yerini almıştır. Ne var ki, 20. yüzyılda doğadan elini çeken insanlık sülük tedavisini unutmuştur. Ta ki bundan birkaç on yıl önce Amerikalı araştırmacı Roy Sawyer sülüklerin potansiyel tedavi edici etkilerini ortaya koyup dünyanın ilk modern sülük üretim çiftliğini (Biopharm - İngiltere) kurana dek...
Bugün sülük tedavisi biyolojik etkileri açısından "benzeri olmayan" bir tedavi yöntemi olarak nitelendirilmektedir. Almanya'da 300'ü aşkın Hirudoterapi Kliniği vardır. Sadece Avrupa yılda 100 milyon sülük kullanmaktadır. Amerika'da sülük tedavisi uygulayan hekimlerin kurduğu derneğin 1000'den fazla üyesi vardır ve 2004'te Amerikan İlaç ve Gıda Dairesi (FDA) sülük tedavisini akredite etmiş ve Avrupa'daki gibi eczanelerde satılmasına izin vermiştir. Peki gözleri ve işitme organları olmayan bu canlıları bu kadar değerli bir tedavi aracı haline getiren nedir? Sülükler, kan emerken vücuda kendi ürettikleri salgıyı verirler. Bu salgı şu ana kadar izole edilebildiği kadarıyla 100'e yakın biyoaktif madde içermektedir. Bu maddelerin bir kısmı kanın pıhtılaşmasını engellerken bir kısmı oluşmuş pıhtıları eritmekte, birkaçı ağrı kesici özellikler sergilemekte, bir bölümü de kan basıncını dengelemektedir. Ayrıca sülük tedavisinin antidepresan, antibakteriyel, antioksidan etkinliği de yapılan çalışmalarla ortaya konmuştur.
Bu özellikleri itibariyle sülük tedavisi kliniğimizde; varis, hemoroid, derin ven trombozu ve periferik arter tıkanıklıkları gibi damarsal sorunlarda, artroz ve artrit gibi iskelet sistemi hastalıklarında, egzama, sedef hastalığı başta olmak üzere birçok cilt hastalığında, glokom ve retinal arter tıkanıklığı gibi tedavisi neredeyse imkansız göz hastalıklarında başarıyla kullanılmaktadır.
Sülük tedavisi uygulamasında dikkat edilmesi gereken noktaların başında hastanın anemi (kansızlık) sorununun olmaması, kanı sulandırıcı ilaç kullanmıyor olması, pıhtılaşmaya engel bir hastalığının bulunmaması ve vücudunda aktif bir kanama odağının bulunmaması gelir. Ayrıca gebelerde ve emziren annelerde, kontrolsüz diyabet hastalığı veya kalp yetmezliği olanlarda da sülük tedavisi uygulanmaz. Bir hastada kullanılan sülükler kesinlikle başka bir hastada kullanılmadan imha edilmektedir. Böylece kan yoluyla bulaşan hastalıkların geçişi engellenerek güvenli bir tedavi sağlanmaktadır.













Mimar Sinan Bulvarı (İzmir–Bursa Sürat Yolu) No: 156
Manisa Otogarı Karşısı / MANİSA
Tel: (0.236) 231 30 90 Faks: (0.236) 232 91 30

7.1.07

kadınlar ve erkekler : )

Konuşmama Cezası
Bir karı koca evde problemler yaşamaktaydı ve birbirlerine konuşmama cezası uygulamaktaydı. Aniden adam ertesi gün karısının kendisini sabah 5:00da işiçin bir uçuşu olduğundan uyandırması gerektiğini hatırladı.Sessizliği ilkbozan (ve KAYBEDEN) kendisi olmamak için, birkağıdın üzerine "Lütfen beni sabah 5:00da uyandır." yazdı ve notu karısının bulabileceği bir yere bıraktı. Ertesi sabah, adam uyandı ancak saatin 9:00 olduğunu ve uçuşu kaçırdığını farketti.Çok kızdı, tam karısının onu neden uyandırmadığını soracakken yatağın yanında bir parça kağıt buldu. Kağıtta "Saat 5:00. Uyan" yazmaktaydı. : DDD

En çok kim konuşuyor
Kocası karısına kadınların bir günde kaç kelime kullandığına dair bir makale okuyordu... Erkeklerin 15,000 kelimesine karşılık 30,000 kelime
Karısı yanıtladı: "Sebebi erkeklere herşeyi tekrar etmek zorunda olmamızdır."
Kocası karısına döndü ve sordu "Efendim?" !!!!

5.1.07

Oyun bitince şah da, piyon da aynı kutuya konur

hayatın içinde kimimiz şah, kimimiz piyon.
şahsi hayatımızda ise bazen şah bazen piyon.

önemli olan verilen rolu iyi oynamak
sonunda ne olduğumuza bakılmadan
çarçabuk aynı kutuya koyacaklar zira.

Hayatınız, seçtiğiniz kadındır.

Kadın;
zevkli bir kadına rastlarsanız zevkiniz,
bilgili bir kadına rastlarsanız bilginiz,
zeki bir kadına rastlarsanız zekanız gelişir.
hayat kat kattır;
Babil 'in asma bahçeleri gibi
teraslar halinde yükselir.
Bir terastan bir terasa sizi kadınlar götürür.
Ve bugün durduğunuz teras,seyrettiğiniz manzara,gördüğünüz hayat
Yanınızdaki kadının, terası,hayatı ,manzarasıdır.
Hayatınız seçtiğiniz kadındır

2007 yıl başı-2006 kurban bayramı


İlgili Yazılar

Related Posts with Thumbnails