Bu Blogda Ara

28.12.08

Flamingo -anthurium- çiçeği ve bakımı





resimler benim güzel çiçeğimden, Bu aralar bahause yapı marketlerinde 22,5 ytl'den satılıyor. Hep almak istiyordunuz ve phalı geliyorsa şuanda tam zamanı. Ayrıca pembe ve beyaz olanlarıda varmış. Beyazını görmüştüm ama canlı olarak pembesini görmedim.
Genel Özellikler
Anavatanı Tropik ve Güney Amerika’da bulunan Kolombiya’dır. Evlerde iç mekan süs bitkisi olarak yetiştirilir.
Yaprakları koyu yaşil renkte, belirgin damarlı, geniş ayalı ve uzun saplıdır. Çiçekleri büyük ve kırmızı, turuncu ve krem veya beyaz renkli olup, etli 8-15 cm genişlikte bir çiçek tablası yani spathe, kuyruğu andıran spadix ( üreme organı ) ve 40-70 cm uzunluğunda bir çiçek sapından oluşur.
Tabiatta yaklaşık 550 türü bulunan Flamingo çiçeğinin başka en önemli türleri, A.crystallinum ve A.scherzerianum’dur.

İklim İstekleri
Yaz aylarında gelişme döneminde 22-25 C, kış aylarında ise dinlenme döneminde 18-20 C sıcaklık ister. En düşük sıcaklığın 13 C olması gerekir. Ancak çiçek gelişmesi sürecinde en az 15 C sıcaklığa ihtiyaç duyar.
Optimum nem miktarı yaklaşık %80-90 olmalıdır. Aydınlık, yarı gölge ve gölge yerleri sever. Bitkinin yapraklarının yanması söz konusu olduğundan direkt olarak ışığın bitkinin üzerine gelmesi engellenmelidir.

Toprak İstekleri
Saksının 1/3’ü drenaj materyali ile doldurulur. Saksı harcı, hacim olarak 3 kısım turba toprağı, 1 kısım spahagnum yosununun karışımına, bir miktar tınlı toprak ve odun kömürü eklenmesiyle elde edilir.
Başka bir harç ise, 1 kısım çürümüş göknar veya kayın yaprağı, yarım kısım odun kömürü tozu ve yarım kısım kaba kumun karışımından oluşur.

Ekim ve Dikim
Flamingo çiçeğinin üretimi tohum ve ayırma yöntemi ile yapılmaktadır. A. Andreanum ve A. Crystallinum’un tohumları turba kompostuna Şubat ayının içerisinde ekimi yapılır.
Tohum ekiminde hacim olarak eşit miktarlarda orman toprağı, kum ve odun kömürü tozundan oluşan karışım da kullanılabilir.
Ekim kasalarının sıcaklığı ortalama 23, optimum nem miktarı ise %75-85 civarında olan yerlerde tutulup muhafaza edilmelidir.
Çıkan fideler Mart ayında seyreltme işlemi yapılır. Nisan ayında jiffy-potlara, ekim ayında ise fidanlar küçük saksılarda şaşırtılır. Tekrar Şubat ayına gelindiğinde 14 cm’lik büyük saksılara alınırlar.
Flamingo çiçeği tohum ekiminden 1,5 yıl sonra ilk çiçeklerini vermeye başlarlar. Anthurium’ların kökten ayırma yöntemi ile üretilmeleri Mart-Nisan aylarında yapılmaktadır. Bunun için yaşlı bitkiler saksılardan çıkartılarak köklerindeki harç temizlenir. Lifli kökler, her parça bir büyüme noktası (göz) içerecek biçimde ayrılarak taze büyüme kompostu doldurulmuş saksılara dikilirler. Kökten ayrılan yeni bitkiler 6-12 ay sonra çiçeklenmeye başlar. Bakımı
Her 3 yılda bir Mart-Nisan aylarında saksı değiştirmesi yapılmalıdır. Her defasında bitkinin biraz daha derinden ekilmesi gerektiği unutulmamalıdır.


Gübreleme
Nisan-Ağustos aylarında 15 günde bir kez 0.5 g/l kompoze gübre kullanılmalıdır. Aksi taktirde bitki besin ihtiyacını karşılayamaz. Madde eksiklikleri görülmesinden dolayı bitki zarar görür.

Sulama
Saksı toprağındaki sudan çok havadaki nemden yararlanan Antrhurium’lar, adventif kökleri ile su alabilen bir bitkidir. Dolayısıyla %85 ortalama nemin sürekli sağlanabilmesi için Ekim-Mart aylarında haftada 2-3 kez kireçsiz (yumuşak) klorsuz su ile sulanmalıdır.
Büyüme dönemi boyunca sulama miktarı bunun iki katına çıkar. Yani haftada 4-5 kez sulama ihtiyacı gösterir.
Sulama kireçli su ile yapılacak olursa toprağın pH’ı artacağı için yaprak uçlarında sararma ve kahverengi lekeler görülür.

Budama
Kuruyan ve çürüyen yapraklar dikkatlice kesilip uzaklaştırılmalıdır. Ancak kuruyan çiçeklerin kendiliğinden düşmesinin beklenmesi kesilme ile oluşacak yaradan daha iyidir. Öte yandan, bitki yeni gelişmelere özendirmek amacı ile 3-4 yaprağın bırakılıp, fazlasının alınması gerekmektedir.

kaynak:http://www.okuyucu.org/f215/flamingo-cicegi-anthurium-andreanum-39171/


Anthurium veya Türkçe adıyla Flamingo tropik bir saksı çiçeğidir.
Son derece zarif yaprakları ve çiçekleri olan bu bitki çok aydınlık ancak doğrudan yakıcı güneş almayan bir yere konmalıdır (kuzey pencerelerinde harika açıyor denedi ). Karanlıkta yaprak ve çiçekler küçülür, sonrasında çiçek açmayı keser. 18 -21°C ideal yetişme sıcaklığıdır. Salonda iklimlendirme varsa asla üzerine hava akımı gelecek şekilde fan ayarı yapılmamalıdır.Kışın da ısıtılan bir ortamda bulunmalıdır.

Dip sürgünlerinden ayırma ile üretilir.

Humuslu toprakları sever.Yani saksı değiştirirken toprağına torf ile birlikte artık piyasaya bol bulunan bio-humus türü
bir organik, pastörize ,kompost gübre konmalıdır.

İlkbahardan sonbahara dek piyasadaki bir salon bitkisi besini ile etiket talimatına göre düzenli besleyin.

Her zaman oda sıcaklığında su ile sulayın, saksı tabağında su bırakmayın. İki sulama arasında hafifçe hurumasına izin verin ama asla tamamen kurutmayın zarar görür.Çeşme sularındaki aşırı klor ve kireç yaprak uçlarında yanmaya sebep olur.İyi içme suyu veya çaydanlıkta arta kalan suyu bir kaç kez kaptan kaba aktarıp oksijenlendirdikten sonra kullanın. Kuru ortamda kireçsiz yapraklarına su püskürtün.

Aslında dayanıklı ve güçlü bir bitkidir, yerini, kabını, sizi severse çok uzun yıllar sizinle beraber olur.





çok daha geniş ve seri yetiştirme için bakınız : http://www.batem.gov.tr/urunler/sus_ve_tibbi/kesme/anthurium/anthurium.htm

ATATÜRK ÇİÇEĞİ – PONSETYA- ve BAKIMI


ATATÜRK ÇİÇEĞİ – PONSETYA (Euphorbia pulcherrima ) BAKIMI


Kış aylarında çiçekçi dükkanlarının vitrinlerini birbirinden güzel Atatürk çiçekleri süslemekte. Pembe beyaz, parlak kırmızı,sarı,hatta alacalı renkleri ile göz dolduran bu çiçekler genelde evlerimizde çok uzun ömürlü olmamakta. Oysa biraz özen ve ilgi ile bu güzel bitkiyi uzun uzun yaşatmak ve ertesi yıl yine açtırmak mümkün. Bu arada o parlak renkte çiçeklerinin, gerçek çiçek olmadığını da hemen belirtelim. Bunlar brakte denilen çiçek sapı yaprakçığıdır. Gerçek çiçekleri yeşilimsi sarı bir renktedir ve parlak, gösterişli renkli braktelerin ortasında olurlar. Atatürk çiçeği zehirli bir bitki değildir. Bu yüzden küçük çocuğunuz varsa endişe etmeniz gerekmez. Ancak öz suyu süt gibi bir yapıdadır. Bu süt dal kırıldığında elinize bulaşırsa ve bünyeniz allerjikse biraz kaşındırıp tahriş edebilir.

Evde nereye koyalım?
Atatürk çiçeği en iyi aydınlık, ancak doğrudan güneş almayan yerlerde yetişir. Günde en az 6 saat gün ışığı alması gelişimi için şarttır. Ancak doğrudan güneş ışığı bitkiye zarar verir . Eğer evde saksıyı koyacak başka yeriniz yoksa pencereye çekeceğiniz bir ince tül perde ile mutlaka güneş ışığı etkisini hafifletmelisiniz.

Sıcaklık nasıl olmalı?
Atatürk çiçeğinin parlak renkleri uzun sürsün isteniyorsanız gündüz sıcaklığının 21 derece üzerine çıkmamasına dikkat edin. Saksılar kalorifer peteği, klima, şömine ve sobalardan uzakta bulunmalıdır. Sıcak Atatürk çiçeğinizin çabuk bozulmasına sebep olur.

Ne kadar sulama ister?
Atatürk çiçekleri orta derecede nemli toprakları severler. Saksınızı toprak yüzeyi kuruduğu zaman sulayın. Saksıyı sularken çok önemli nokta tabakta su bırakmamaktır. Sakın su dolu bir tabakta saksıyı unutmayın. Atatürk çiçeğiniz hafif asidik ortamı seviyor, bu nedenle sulamada kireçsiz su kullanmanız daha verimli olacaktır.

Gübreleme yapalım mı?
Bitkinizi bu mevsimde çiçekli olarak satın aldıysanız aslında gübrelemenize gerek yok. Ancak haftada bir çiçekli bitkiler için sıvı besinle beslersiniz güzel rengini daha uzun süre korur.

Dışarıya mı koysak?
Atatürk çiçekleri dona ve yağmura hassastır, bu yüzden sert iklimli bir yerde oturuyorsanız kış aylarında çiçeğinizi dışarıya çıkarmayın. Yumuşak iklimli bir yerdeyseniz ve gece sıcaklıklarınız genelde 7 derecenin altına düşmüyorsa saksınızı gönül rahatlığıyla dışarıya koyunuz. Ancak yağmurdan ve rüzgardan korunduğuna emin olmanız gerek.

Budama gerekecek mi?
Renkli yapraklar bir süre sonra bozulmaya başlayacak, dallar boylanacak, yapraksızlaşacak. Sakın endişelenmeyin. Bitkinizin uzayan dallarını mart ayı sonunda 15 cm’ den budayın. Mayıs sonuna kadar yeni sürgünler verecektir. Bu sürgünler gelişince temmuz ayı gibi uçlarından 5 cm den yeniden budayın ki dallansın. Ağustos sonuna kadar dallı,dolgun ve formlu bir bitki elde etmek için uç almaya devam edebilirsiniz .

Budadığım dallardan çelik alabilir miyim?
Evet alabilirsiniz, ancak çelikleri temmuz - ağustos ayında sabah erken saatte alın. Yeni sürgünler 20-25 cm boyuna gelince, dalın ucundan 10-15 cm’ lik kısmını boğum arasından kesin. En alttaki yaprakları kesip uzaklaştırın.Toz köklendirme hormonuna batırın, perlit veya kuma dikin ılık ve nemli tutun. Üzerini bir naylonla kapayın ancak havalandırmaya dikkat edin. 3-4 hafta sonra köklenen çelikleri saksılara alın. Ancak köklerinin hassas olduğunu unutmayın, bu yüzden özenli olun.

Saksı değiştirelim mi?
Şubat sonu gibi daha büyük bir saksıya alın. Saksı harcı olarak 2 ölçü bahçe toprağı, 1 ölçü torf (bulabilirseniz Sphagnum torfu), 1 kısım da perlit- pomza veya dişli dere kumu koyun.

Yazın çiçeğimize nasıl bakalım ?
İlkbaharda gece sıcaklığı 7-10 derece olduğunda artık saksınızı dışarıya alın. Toprak nemli olacak şekilde sulamayı sürdürün. Sonbahara kadar dengeli bir gübre ile (NPK oranları aynı) haftada bir gübrelemeye devam edin. Haziranda, eğer çok gelişmişlerse bir büyük saksıya daha alabilirsiniz veya bahçeniz aydınlık ama güneşsiz, toprağı da organik maddece zengin ve süzek ise bahçeye de dikebilirsiniz.

Yeniden nasıl çiçek açtıracağım?
Atatürk çiçeği fotoperiyodik bir bitkidir. Yani gün uzunluğuna hassastır. Kısa gün bitkisidir. Bitkiniz doğal olarak kasım veya aralıkta tomurcuklanacaktır. Ancak siz daha erken açtırmak için eylül ayından başlayarak 14 saat bitkiyi tam karartmalısınız. Üzerine siyah bir poşet geçirerek bunu yapabilirsiniz. Yalnız bu karartmalar sırasında gece sıcaklığı da 15-16 derece civarında olmalı.
Bunları yapmak zor, benimki kendi kendine açsın diyorsanız bekleyin. Dediğimiz gibi, uzun geceler kısa günler başlayınca bitkiniz kendi kendisine açacak. Ancak bu dönemde onu tam karanlık bir odada tutmayı unutmayın. Gündüzleri de çok aydınlık bir yere almalısınız.


Çiçekçilerde genelde kırmızı yaprakalı olanlarını görürüz ama farklı rekte olanlarıda var. Bir sitede yazar eminönündeki çiçekçilerden pembesinin resmini çektiğini söylüyordu. İşte birbirinden güzel Atatürk çiçekleri



19.12.08

Çayınız Kaç Kitapla Olsun

Cağaloğlunun Yeni Kültür Durağı; Sultanahmet'e komşu, kitaba merkez.


Öyle bir mekân hayal edin ki...


  • Orada sadece çevrilen sayfaların ruha huzur veren sesi duyulsun...
  • Güncelin tuzağına düşülmeden ortaya konulmuş; fakat gündemide ıskalamayan eserler bulunsun...
  • Raflardaki kitapların yazarları ile gün gelip bir imza gününde bazen de bir masa etrafında kültür üzerine sohbet edilsin...
  • Evinizi aratmayan huzur ve güven atmosferi ile aileninizin yeni ziyarte mekânı olsun...
  • Çocuklarda bu mekânda unutulmamış olsun. Bir yandan kendileri için yazılmış kitapları okusunlar; diğer yandan sesli ve görüntülü yayınlarla eğitimin eğlenceli yönünü keşfetsinler...
  • Orada, teknolojinin imkânları önünüze serilmiş olsun... İnternetle, bilgi ve kültüre bağlanın...
  • Bulunduğu mekânın tarihî dokusuyla özdeşlenen ve kolay ulaşım imkânı ile bilgi ve kültürün tam merkezi olsun...

Kısacası Kaynak Kültür Merkezi Olsun.

Çayınız Kaç Kitapla Olsun sloganı ile hazırlanmış yukarıdaki cümleleri içeren broşür elime geçtiğinde evet dedim ne kadar güzel bir kavram. Kitapla yaşamayı unutmuş yeni neslimiz için ne kadar güzel düşünülmüş.

Kendi sitesinden kaynak kültür merkezi hakkında :

BİR TATLI HUZUR ALMAYA BUYRUN - GELİN-


İstanbul gibi büyük şehirlerde çocuklarınızla, eşinizle ailece gidip gezip dinleneceğiniz nezih mekânlar zamanla bir ihtiyaç halini alıyor. Şehrin ve iş hayatının stresinden uzak zamanlar, bizi dinlendirip çalışma isteğimizi de artırıyor. Sosyologlar büyük şehirlerin kalabalığının ve iş hayatının stresinin insanların ailece güzel zaman geçireceği mekânlara ihtiyaçlarını hızla artırdığını ve bu alanda ciddi gelişmeler yaşanacağını söylüyorlar. Bu düşünceden hareketle insanımızın kültürel ihtiyaçlarına, millî manevî ve ahlakî bilgi ihtiyacına en güzel şekilde cevap vermeye çalışan Kaynak Kültür Yayınları sizler için ailenizle birlikte gelebileceğiniz bir taraftan kahvenizi meşrubatınızı yudumlarken bir taraftan da kitap okuyabileceğiniz sesli yayın dinleyip filmler seyredebileceğiniz güzel bir mekân hazırladı:

Önce Çocuklar : Kaynak Kültür Yayınlarının ailenize hitap eden bu tesisi çocuklarınıza öncelik tanıyor. Siz kitap okuyup cd, izlerken çocuklarınız oyun mekânlarında hoşça vakit geçirecek yaş gruplarına uygun kitapları tanıma fırsatı bulacak. Çocuklarımızın kitap okuyan bilgili ve görgülü insanlar olarak yetişmeleri için böyle nezih ortamları çocukken solumaları elbete çok önemlidir. Yayın evimiz çocukların seveceği onların zevkine göre dizayn edilen oyun mekânlarında eğitici öğretici film izleyebilecekleri, kukla, Karagöz Hacivat oyunları seyredebilecekleri mekânları yavrularınz için hazırladı. Onlar bu mekânlarda masal dinlerken oyun oynarken, soğuk sandviçlerini yiyip meşrubatlarını içerken sizler de arkadaşlarınızla ve kitaplarla sohbet imkânı bulacak huzur dolu bir gün geçirebileceksiniz.

Kültüre ve Eğitime Destek : Yayınevinin öncelik tanıdığı yarınımızın güvencesi gençler için de her şey düşünüldü.İlköğretimden üniversiteye kadar her yaş grubundan öğrenci burada aradığı kültürel ortamı bulacak. Gençler bir taftan bilgisayar ve internet imkanıyla ödevlerini ve araştırmalarını burada yapabilecek bir taraftan da en son çıkan kitaplarla burada tanışabilecek. Gençler, sigara dumanından, gürültüden uzak bir ortamda kitap okumanın ve aynı zamanda çay , nescafe ve diğer meşrubatlardan yudumlamanın keyfini yaşayacak.Bu güzel mekân öğrencilere hitap ettiği gibi herkese hitap ediyor ;fakat özellikle kitapseverlere, kitapkurtlarına. Bu nezih ortam genç nesilleri aydınlatmakla görevli eğitimcilerimizin kitaplara ulaşması için de bulunmaz bir fırsat.

Yazarlarla Sohbet: Yayınevimiz bu güzel kitap kafe'de sizlerden gelen istekler doğrultusunda yazarlarla sizleri tanıştırmak onlarla sohbet etme imkânını sağlamak, sorularınızın cevaplandığı mülakatlar düzenleyerek kültür hayatımızın önemli öğesi olan şifahi kültüre de katkıda bulunmak istiyor. Bayanlara yönelik aileyla ilgili sorularınızı en yetkili yazarlara bu mekânda sorabilecek merak ettiğiniz sorularınızın cevaplarını bu mekanda bulacaksınız.Çocuk eğitimiyle , ailelerde yaşanan problemlerin çözümüyle ilgili sorularınızın cevaplarını tanınmış yazarlarımızdan duyacak daha huzurlu bir ailenin yol haritasını bu kültür yuvasında edineceksiniz.

İstanbul'da Yeni Bir Mekân: Örneklerini hep Batıdan verdiğimiz bizde olmadığı için üzüldüğümüz bir imkânı yayınevimiz sizlerin istifadesine sunuyor. Artık sizler de ailenizle birlikte bir kültür mekânını gezebilecek kitaplarla ve sesli görüntülü yayınlarla tanışacak bir mekâna sahipsiniz. İstanbul'a gelen yakınlarınıza bu güzel şehrin tarihî mekânlarını gezdirirken İstanbulumuzda böyle seçkin bir kültür ortamı da var deyip bu güzel mekânı da akrabalarınıza, arkadaşlarınıza tanıtmanızı ve burada bir kahve içerken kitapların huzur dünyasında soluklanmanızı tavsiye ediyoruz. İnanın bu mekân arkadaşlarınızın zihninde yer edecek; inanıyoruz ki birkaç yıl içinde İstanbul'dan gelen yakınlarına kültürlü insanlar şu soruyu da soracaktır: Kaynak Kültür Yayınlarının Cağaloğlu'ndaki kitap-kafe'sine uğradın mı?

Yabancı Dillerde Yayınlar: Yabancı dilde eser okumak ve dildeki seviyesini artırmak isteyenler için bu güzel ortam bulunmaz bir fırsat. Sizler güzel ülkemizin millî, tarihî, kültürel ve moral değerlerini paylaşmak istediğiniz yabancı dostlarınıza buradan seçkin eserler bulabilir onlara bu güzel mekânda bir Türk kahvesiyle kendi kültürümüzü tanıtabilirsiniz.

Kitaplara Aracısız Ulaşın: Cağaloğlu'ndaki bu farklı mekânda türlerine ve konularına göre raflarda yerini alan kitaplara kimseye danışmadan kendiniz ulaşacaksınız. Beğendiğiniz aradığınız kitabı raftan alıp birkaç metre ilerinizdeki masanızda yerinizi alıp kendinize bir kahve ısmarlayıp elinizdeki kitabın sayfalarını çevirmeye başlayabilirsiniz.

kroki:

5.12.08

Ara Sıra / Elif Şebnem Akal

ARA SIRA

Yalnızlığa dayanırım da, birbaşınalığa asla..
Yaşlanmak hoş değil duvarlara baka baka..
Bir dost göz arayışıyla.
Saat tıkırtısıyla.....

Korkmam
Geçinip gideriz biz mutluluğumla,
ama
'Günün aydın, akşamın iyi olsun' diyen biri olmalı..
Bir telefon sesi çalmalı arasıra kulağımda...
yoksa
Zor değil, hiç zor değil,
demli çayı bardakta
karıştırıp bir başına
yudumlamak doyasıya....
Ama
'çaya kaç şeker alırsın? '
Diye soran bir ses
olmalı ya ara sıra......

22.11.2002
not: internette Can Yücel imzası ile dolaşan bu şiirin hakkını sahibine teslim etmek gerekir. Teşekkürler Elif Şebnem Akal.
Bu şiirin hikayesi:
Tarih: 22.11.2002; Doğum günüm.
Ellerimden kayıp giden bir yılın daha hüznüyle, yaşlanma korkusuyla, o güne özel hiç susmayan tebrik telefonlarının verdiği buruk hazla, bir buçuk sayfa post-it’ e karalanmış bir şiirin de doğum günü oldu o gün. Ara Sıra...

İlgili Yazılar

Related Posts with Thumbnails